16.11.10

zart


Bugün bir bloga girdim.Touchpad le saçma bi ilişkim oldu,elim kaydı bilmem ne derken ben aslında fotoğrafı sağ tıkla kaydet yapmışım.Fotoğraf da çok güzel hani.İlla kaydedecek olsam rastgele harflere basarak kaydetmeyi seçerdim.Ama çıkan pencerede isim olarak "zart" duruyordu.Bir insan evladı buna nasıl zart der anlamadım ilk başta.Fekat sonra gayet mantıklı geldi.zart diye gelip geçiyor o an ya da zart diye bi rahatlık ama sonra alışıyorsun o hisse.öyle bişiyler.fotoğraf da yukarda işte.

10.8.10

i'm a vampire freak,hell yeah

çok gaza geldim.o yüzden dandun giriş yapıcam yazıya.o kadar boşum ki şu sıcak antalya günlerinde gittim bir diziye sarayım dedim.true blood'u seçtim.vampir hikayeleri hep ilgimi çekmiştir.hatta vampir olmayı istemişliğim de var.hala var ama daha güzelleşirim dediğim için daha ilerki bi zamanda ısırılmayı bekliyorum.her neyse.böyle kanlı sivri dişli.kahramanlı esas oğlanlı ama çok seksli meskli.aralarda sıkılıyorum.bi de o kremasız kahve tonundaki hatunla başroldaki kızın götlek amerikan aksanları da sinirimi bozmuyor değil.amma velakin konuları ele alış hede hödöleri güzelmiş.ehe güzel lan işte.ne bilim.şusu iyi diyemem ama ben elma suyumu yudumlarken(!) iyi gitti.benim demem bu gadar.haydi hayırlı işler,bol güneşler (yeteri kadar yokmuş gibi,bak sen edepsizliğime)

9.4.10

yazı yazmak için girip başka bi bloga daldım.hani baya sardı.okudum ettim.uykum gelmese gideri de var sabaha kadar ama yeter dedim.sonra düşündüm.mukayese etmekten değil tamamen kişisel gelişimimi uzaktan bir gözlemlemem sonucu ne kadar da iç bunaltıcı şeyler yazmışım lan.değişmeye karar verdim.artmayan okur sayımdan da kesin sonuçlara vardığım gibi bunu uygulamaya koyucam.bi de yazarken imlaya dikkat edicem.hayır ikilemde kalıyorum hep.dikkat edicem derken edebi olup bazen bokunu çıkarıcam kesin ama olsun.o zamanlar hiç böyle bi karar almamış gibi yapıp yoz yoz yazıcam.

melabaa ^^



alakasız ama canım bi anda iskender çekti ve o sosa ekmek banmak istedi.

11.2.10

arada böyle şeyler de düşünüyorum

Benim gibi yaşamanı istediğimi söyleyemem.Ama senin gibi yaşamayı da istemem.Sadece biraz daha sıradan olabilirsin.Farklı olmak zorunda değilsin.
***
Sevdiğimi söyleyecek kadar cesaretim var.Onun için her şeyi yapmaya cesaretim var.Ama ertesi sabah tüm bunlar için tekrar söz verecek cesaretim olduğunu hiç sanmıyorum.
***
İnsanlar hep görünmeyen yüzüme bakmaya çalışıyorlar.Oysaki daha görünen yüzüme bile bakamıyorlar.Bu benim görünenimin bakılamayacak kadar kötü olmasından mı yoksa kendi görünenin benimkinden daha berbat olduğu gerçeğinden mi bilemiyorum.Keşke sadece ruhuma bakmak için çabalasanız.En temiz bu hiç değilse.Yüzüme kan sıçradı bir kere

26.1.10

bir yer var uzakta,gitmesek de ama bizim olan bir yer

hep orda olduğunu bilmek güzeldi aslında.uzaktan bakıp beni beklediğini bilmek...
beklemesen bile baktığımda seni görmek özellikle. çünkü biliyordum ki geldiğimde gülümseyebilecek kadar nezaketliydin en azından.bunu sen oradayken anlamadım tabi ki.her zamanki yerinde olmadığını bildiğim halde oraya baktığımda belki olursun sanarken....şu an gelmek istesem de orada yoksun ama daha önce bunu neden yapmadığımı sorgulama.daha önce gelemeyeceğimi eklemek isterim.bir de ipin ucunu bırakmak kolay olmuyor.her türlü elini kesiyor ama.hızlı bırakınca daha keskin oluyor bir de.

22.1.10

yanılsama

İnsanların bir gün mutlaka yanılacak olma ihtimali beni her zaman rahatsız etmiştir.
Bir gün her birimiz bir şekilde yanılgının pençesine düşeceğiz ve aptalca davranacağız.
En kötüsü ancak şu olabilir:benim nadiren doğru olduğum bir an herkesin yanılması...
O zaman kimse bana inanmayacak ve ben bile kendimden şüphe edeceğim.

5.11.09

hayat bilgisi 101

tebdili mekanda ferahlık tadında bi hayat sürdüyorum şu sıra.yeni bir sürü şey görüyorum aynı yol üzerinde.hani filmlerde olur ya ''ben nerdeyim?'' , aynı öyle oluyorum her gün geçtiğim caddede.hep indiğim durak ya kaçarsa diye gözüm hep yolda filan...
ingilizce de aynı öyle.öğrenip unutmak değil bambaşka bir dil öğreniyomuşumcasına zorluyor hani.
***
bugün uzun süreden beri yapmadığım bişiy yaptım(k).baya baya karşı karşıyayız,oturduk hararetli hararetli birbirimizi tanıdık.tartıştık.cümleler sarf edip cümlelerin içinde öge olduk.bazen başkalarından bahsettik.
bugün ne kadar yalnız olduğumu ve artık bundan sıkılabileceğimi fark ettim.'kalabalığın içinde yalnız kaldım' değil bu.tam olarak 20 metre kare bi odada yalnız kaldım bu.Ve o kadar kayıtsız kaldım ki memnuniyetsizliğim bile normal geldi bi an.
***
bugün uzunca bi süre kedi sevdim.bu da uzun süreden beri yapmadığım bi eylemdi.bu sırada fatii bana 'e sen ne zaman evlenmeyi düşünüyosun?' diye sordu.tek kulaklık olayıyla beraber yanlış anladım heralde diye ilk başta umursamamakla beraber soruyu savuşturdum etrafa.ama 4 çift göz belliki cevaplandırmamı bekliyordu.anlamsız geldi aslında o an.cevaplamak da istedim bir yandan.Ama bu soruyu çalışmamıştım lan ben.
***
evlenmek demişken...fırsat bulunan her arada memlekete gidildiği üzere 29 ekim kaidesini bozmamaksızın antalyaya yola koyuldum.Tabi sonrasında yakın arkadaşlarla buluşmak paha biçilemez .bir kafenin bi masasında son derece anlamsız bir anda iki kişi baktık ve anladık ki hayatımızın düzensizliği düzen olmuş.listele, planlar,rutinler uydurup kendimize yamamaya çalışırken elmizdeki kumaşı da mahvetmişiz.ama astarını o kadar sağlam dokumuşuz ki yüzüne nolursa olsun astarı sapasağlam kalmış

(not:oldukça eski bi yazının düzenlenmişidir)